27 Ocak 2012 Cuma

Leyleği Havada Görenler Buraya...



"Bilmek ve şahit olmak en büyük mutluluktur. Macera ise büyük bir ibadettir, çünkü O'nun eserini tanımanın başka bir yolu olduğunu görebilmiş değilim. Kendi payıma ben, dünyayı rüyalarımla keşfetmeye çalıştım. Bu, yeterince cesur olmadığımın bir göstergesi olabilir. Aynı hatayı senin de yapmana yol açmak istemiyorum. Sana izin veriyorum, git. Git ve benim göremediklerimi gör, benim dokunamadıklarıma dokun, sevemediklerimi sev ve hatta, bu babanın çekmeye cesaret edemediği acıları çek. Dünyadan ve onun bin bir halinden korkma, adına dünya dediğimiz kitabı oku"

"Puslu Kıtalar Atlası" adlı kitabında böyle der felsefeci İhsan Oktar Anar. Bu dünyadaki en büyük mutluluğun, bu dünyanın şahidi olmaktan geçtiğini hatırlatır okurlarına. Adına "hayat telaşı" dediğimiz koşuşturmacanın içinde kaçımız dünyanın renklerine tanıklık edebiliyoruz? Gökyüzünün maviliğini, rüzgarın sesini, güneşin pırıltısını, ağaçların neşesini, kuşların sesini işitebiliyoruz? Dünya dediğimiz kitabın ne kadarını okuduk?  
Haydi hep beraber "dünyanın kitabını" okuyalım, okutalım diye yola çıktık bundan tam 32 yıl önce... Yıl 1980. Türkiye'nin ve dünyanın her yerine kültür ve doğa turları düzenleyen tempotur böyle doğdu.

Türkiye'de ilk kez "doğa yürüyüşü turları", kamp, mağara, kuş gözlem, gökyüzü gözlem, şarap tadım, ipek böcekçiliği, jeopark ve genç kuşaklara tarih bilincini aşılamak için Kurtuluş Savaşı'nın geçtiği bölgelere "Adım adım Kurtuluş Savaşı" gezileri düzenledik. Ankara çevresinde 200'e yakın yürüyüş parkuru ve kültür rotası oluşturduk. Doğaseverlerden, görme engelli İspanyol dostlarımıza kadar çok sayıda kişiyi Ağrı Dağı'nın zirvesine çıkardık. Seyahatseverleri bundan 30 yıl önce eşsiz Karadeniz ile ilk biz tanıştırdık. Güzel ülkemizin her kentinin, ilçesinin ve beldesinin; doğal, kültürel ve jeolojik değerler taşıdığına inanarak oluşturduğumuz rotaların gezilmesini sağladık.

Dünyanın ilk ve önemli medeniyetlerine ev sahipliği yapmış topraklarımızda yeşeren zengin kültürel mirasımızın tanıkları müzelerimize dikkat çekmek, gelişmelerine ve sayılarının artmasına katkıda bulunmak amacıyla "Müzelerimizi Yaşatalım" sloganıyla "ücretsiz müze gezileri" sosyal sorumluluk projesine imza attık. tempotur, tüm gezgin dostlarıyla birlikte büyüyerek bugünlere geldi.Şimdi yine yeni yeniden bir projeye daha imza atmak istiyoruz. Turizm ve seyahat acentası olarak geçen zaman içinde edindiğimiz seyahat deneyimlerimizi, fotoğraf arşivimizi tüm gezgin ve gezgin ruhuna sahip kişilerle paylaşmayı hayal ettik. Hayalimize ortak olmak isteyenleri de dahil ederek... İşte böyle doğdu "Leyleğin Güncesi"...

Neden leyleğin güncesi?
Hepimizi dünyaya getiren leyleklere teşekkür etmek için...
Havada uçan leylek görmeyle yolculuk arasında doğru orantı kurduğumuz için...
E bir de sempatik bir kuş, milletçe severiz kendilerini. Hacı leyleğimizdir o bizim :)

Renkleri, ritüelleri, tatları, dokuları, doğal güzellikleriyle eşşiz güzellikteki yaşanabilir tek gezegenimiz "Dünya"nın kitabını hep birlikte "Leyleğin Güncesi"nde okuyamaya ne dersiniz? Yanıtınız evet ise, hey siz, "leyleği havada görenler" buraya davetlisiniz.

LEYLEĞİNİZ BOL OLSUN...
Posted by Picasa