"Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu dünyanın şahidi olmaktı." İhsan Oktay Anar/Puslu Kıtalar Atlası
15 Temmuz 2025 Salı
Kadın Firavun Hatşepsut ve Tapınağı- Mısır
2022 yılının Kasım ayı içindeki Mısır gezimin bir durağı da, Hatşepsut’un Kraliçeler Vadisinde bulunan Deir el Bahari’deki (Kraliçeler Vadisi) tapınağıydı. Mısır’da antik döneme ait çok sayıda devasa tapınak, piramit, heykel vs. yapıtlar var. Ama, beni en çok etkileyen yapıt, Anıtkabir’e benzeliği ile Hatşepsut’un tapınağı oldu. Deir el Bahari, Kıpti (Koptic) dilinde Deniz tarafındaki (Kuzey) Manastır demekmiş.
Hatşepsut; antik Mısır’ın en önemli kadın firavunlarından biri olup, MÖ 15. yüzyılda Yeni Krallık döneminin başlarında, 18. Hanedan mensubu olarak yaklaşık yirmi yıl hüküm sürmüş. I. Thutmose’un kızı. Genç yeğeni ve üvey oğlu III. Thutmose için naip olarak görev yaptıktan sonra, firavun unvanını almış ve III. Thutmose ile kıdemli ortak yönetici olarak tahtın tüm yetkilerini kullanmış. Mısır ideolojisi ve geleneksel temsiliyetine uygun olarak, genellikle yüzü kadın, ama sakalıyla erkek kral olarak betimlenmiş.
Hatşepsut’un saltanatı, Mısır’ın refah içinde olduğu, sanatsal yaratıcılığın zirveye ulaştığı, antik Mısır’ın en üretken ve yoğun inşaat dönemlerinden biri olmuş. Yukarı ve Aşağı Mısır’da yüzlerce inşaat projesini denetlemiş. Tanrı Amon’un Karısı olarak, çoğu dini temelli inşaatlar olmak üzere ve meşruiyetini yerleştirebilmek için de inşaat faaliyetlerine devam etmiş. Amon adına yapılmış olan Karnak tapınağına dört pilon diktirmiş. Bu tapınaklarda, daha önce krallara ayrılmış dini ritüelleri gerçekleştirmiş. Bu da Hatşepsut’un firavun olarak geleneksel erkek rollerini üstlendiği ve erkek kral olarak tasvir edildiğini doğruluyor.
Hatşepsut’un ölümünden yaklaşık yirmi yıl sonra, onun imajını taşıyan anıtlar acımasızca tahrip edilmiş ve adı tarihi kayıtlardan silinmiş. Firavunluk geleneğindeki bu büyüleyici tarihin tüm anısı, 19. yüzyılın ortalarına kadar, Hatşepsut’un Mısırbilimciler (Egyptolog) tarafından yeniden keşfedilip tarihteki yerinin ortaya çıkarılmasına kadar kaybolmuş.
Deir el-Bahari’deki Hatşepsut’un tapınağının odak noktası (Mısır dilinde “Djeser-Djeseru” veya “Kutsallar Kutsalı” olarak biliniyor), modern Luksor şehrinin karşısında, Nil Nehri’nin batı yakasındaki Deir el-Bahari’de yer almaktadır. Deir el Bahari, Nil Nehri’nin batı yakasında uzanan Krallar Vadisi ve Kraliçeler Vadisinden, Kraliçeler Vadisinde bulunmaktadır.
Antik dönemde, Firavunun öteki dünyada kullanması için Piramitlerin içine bırakılan değerli eşyalar hırsızlar tarafında çalınmaya başlanınca, kral ve kraliçeler, mumyaların bozulmaması amacıyla, yıl içinde hiçbir şekilde yağış almayan, kurak bu iki vadiyi seçmişler ve mezar odaları da yeraltına yerleştirilmiş. Hatşepsut’un Antik mimarinin bir başyapıtı olarak kabul edilen bu tapınak, çöl zemininden Deir el-Bahari kayalıklarına doğru yükselen üç devasa terastan oluşmaktadır.
1-Giriş Kapısı, 2-Birinci Teras, 3-Birinci Teras Revakı (Portiko), 4-Rampa, 5-İkinci Teras, 6-İkinci Teras Revakı (Portiko), 7-Kuzey Revakı (Portiko), 8-Hathor Tapınağı, 9-Anubis Tapınağı, 10-Üçüncü Teras, 11-Festival Avlusu, 12-Amon Tapınağı, 13-Güneş Kültü Avlusu, 14-Cenaze Kültü Kompleksi
Tasarımı, kendisinden altı yüzyıl önce inşa edilen ve yakında bulunan II. Mentuhotep Tapınağı’ndan alınmış. Tapınağın en üst terasında (Mısır dilinde ”Djeser-Djeseru” veya ”Kutsallar Kutsalı” olarak biliniyor) Hatşepsut’un cenaze tapınağı (Cenaze Kültü bölümü) bulunuyor. Tapınağın mimarı olan Senenmut. Tapınağın büyük bir kısmı kireçtaşından inşa edilmiş, bazı yerlerinde kırmızı granit ve kumtaşı kullanılmış.
Tapınak alanında devam eden kazılar ve restorasyon çalışmaları sırasında; Hatşepsut’un tapınağından 1.500 renkli taş blok, keser (adze), ahşap tokmak, keski ve çamur tuğla yapımında kullanılan ahşap kalıp gibi eserler ortaya çıkarılmış.
Rehberin verdiği bilgiye göre, Hatşepsut tapınağının genişliği 105 m., yüksekliği 24.5 m. imiş. Yukarıda, Tapınağın üç devasa terastan oluştuğundan bahsetmiştim. Birinci Teras alanına içinde hediyelik eşya satan dükkânların arasından (turnike) geçilerek giriliyor.
Geçmişte, bu Birinci Teras avlusunun ortasında, ikinci terasın avlusuna çıkan rampanın başına kadar devam eden ve her iki tarafında karşılıklı sfenks heykelleri bulunan 100 m. lik bir yoldan devam ediliyormuş. Bu sfenkslerden iki tanesi, rampanın başında karşılıklı olarak duruyor.
Üç terastaki bu revaklar (portiko), yapı bütünlüğü içinde, uzaktan bakıldığında çok etkileyici görülmektedir. Bir bakıma, dağa yaslanmış bir piramidin bir yüzü gibi de algı yaratmaktadır.
Birinci Terastaki yapının üstü, İkinci Teras’ın avlusunu oluşturmaktadır. İkinci Teras’ın revaklarında, her bir kare kesitli kolonun önüne Hatşepsut’un sakallı (erkek rolü) heykeli yerleştirilmiş.
Bu bölümün terasa bakan revaklarındaki kabartmalar (reliyefler), Hatşepsut’un ilahi doğumunu ve Punt ülkesine seferini tasvir etmektedir. Punt kabartmaları, Punt halkının görünümü ve gelenekleri ile Punt’un doğal ortamı hakkındaki detaylarla dolu. İlahi doğum sahneleri, Hatşepsut’un ilahi soyunu ve yönetme hakkını meşrulaştırmak için kullanılmış. Bu arada, Punt ülkesi ile ilgili kısa bir bilgi vereyim. Mısır ülkesinin güneyinde Kush ülkesi, onun da güneyinde Afrika Boynuzu denilen yerin kıyı bölgesinde bulunuyormuş (Somali’nin kıyı bölgesi). Hatşepsut; altın, fildişi, abanoz, aromatik reçine, mür ağacı (ilaç ve parfümde kullanılan sarımsı reçine üreten bir ağaç), tütsü gibi ürünler bakımından zengin olan Punt ülkesine sefer düzenleyerek, etkisi altına almış. Bu ürünlerin Mısır’a getirilmesini sağlamış. Ne yazık ki, Hatşepsut’un ölümünden sonra, III. Thutmose’a ilişkin kabartmalar hariç, Hatşepsut’un tüm kabartmaları yok edilmiş.
Yönümüzü İkinci Teras’a çevirdiğimizde orta revakın sağ tarafında Anubis Tapınağı revakı, sol tarafında da Hathor Tapınağı revakı bulunmaktadır.
Anubis, çakal olarak betimlenen ve ölüleri mumyalayıp öbür dünyaya götüren tanrıdır. Hathor ise; Ra’nın kızı olup bereket, aşk ve doğum tanrıçasıdır. Hathor, Horus’un eşi ve kutsal inek olarak betimlenmektedir. https://danyalasik.com/2022/12/06/antik-misir-inanc-sistemi/.
Üçüncü Teras’a da İkinci Teras’ın ortalarından başlayan bir rampa ile çıkılıyor. Bu terasın cephesi de diğer teraslarda olduğu gibi, ilk sırası kare kesitli olmak üzere, iki sıra kolonlu bir revak. Kolonların arkasındaki merkezi alan Festival Avlusu.
FESTİVAL AVLUSU
Bu avlunun devamı, dağ tarafı Amon Tapınağı.
FESTİVAL AVLUSUNDAN AMON TAPINAĞI GİRİŞİ
Avlunun giriş yerine göre; sağ tarafı Güneş Kültü Avlusu, sol tarafı da Cenaze Kültü kompleksi.
Söylediğine göre; Birinci Teras avlusunun sol tarafı, yani Senenmut’un mezarının karşısı El Khokha adlı nekropolmüş. Bu nekropol alanında yeni keşifler yapıldığı bilgisini alınca arkeolog’a teşekkür ettim ve sonra El Khokha nekropolüne yöneldim Kemerli bir kapıdan aşağıya doğru inen rampayı geçtiğimde bir bekçi ile karşılaştım.
Bekçi, bölgenin ziyarete kapalı ve yasak bölge olduğunu söyledi. Ancak, Türkiye’den geldiğimi, yukarıdan bir kaç fotoğraf çekeceğimi, mezarlara inmeyeceğimi söyleyince izin verdi. Bu mezarlıkta Eski Krallığa ait beş, 18., 19., 20. Hanedan dönemlerine ait 50 den fazla mezar bulunuyormuş.
Benim fotoğrafladığım yer, El Khokha nekropolünün çok küçük bir bölümüydü.
Böylece, Hatşepsut Tapınağı ve El Khokha Nekropolünü gezmeyi tamamladım, geldiğim turnike ve hediyelik eşya satıcılarının arasında geçerek otobüsüme yöneldim
Bir yazımın daha sonuna geldim. Bir başka yazımda buluşmak üzere, esen kalın sevgili dostlar.
Yazı ve fotoğraflar: Danyal ÂŞIK
Fotoğraf Galerisi:
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder