1 Eylül 2012 Cumartesi

Ejdarhanın Ülkesi ÇİN-3


-PEKİN-
Ni Hao. Çin’in başkenti Pekin’deyiz. Böylece Çin gezimizin sonuna yaklaşıyoruz. Pekin’de Tian An Men Meydanı, Yasak Şehir, Çin Seddi, Yazlık Saray ve Cennet Tapınağı’nı ziyaret edeceğiz. Yine yoğun ve bir o kadar da doyurucu bir gezi olacağı şimdiden anlaşılıyor. Gezilecek yerlerin en önemlisinin "Çin Seddi" olacağı konusunda hiç şüphem yok.

-TİAN AN MEN MEYDANI-
Tian An Meydanı, hiç bir özelliği olmayan büyük bir meydan. Bu meydanı dünyaya meşhur eden, burada yaşanan olaylar olsa gerek. Gözlerimizin önüne tanklara karşı duran bir genç adamın resmi geliyor. Bir tarihe sembol olmuş bir meydan.
-YASAK ŞEHİR-
Yasak Şehir, imparatorluk zamanında giriş ve çıkışların yasak olduğu ve yalnızca imparatorun izni ile giriş ve çıkış yapılabilmesi nedeni ile bu isim verilmiş. Çincesi ise “Zijin Cheng”. Şehir, etrafındaki 10 metre yüksekliğe varan surları ve etrafını çeviren su hendekleri ile gerçekte bir kaleyi andırıyor.


Kapının girişindeki ejderha heykelini geçerek Meridyen kapısından Saraya giriyoruz. Ejderha heykeli burada imparatorun varlığını simgeliyor. Heyecanlıyız, çünkü dünyanın en geniş alana yayılmış sarayını göreceğiz. Güç ve kudreti sembolize eden bir görüntüsü var. Kapıyı geçer geçmez büyük bir meydanla karşılaşıyoruz. Meydandaki derenin üç adet köprü var. Ortadaki daha geniş, sağdaki ve soldakine göre daha gösterişli. Ortadaki köprüden yalnızca imparator, diğerlerinden ise maiyeti geçiyor. İlk önce, imparatora ait olan Taihe Salonu’na geliyoruz.

HER TARAFTA EJDERHALAR
Ejderha figürü yalnızca imparatora ait bir figür. Sarayın da her tarafında on binlerce ejderha figürü var. Sarayda gördüğümüz Çin’e özgü geleneksel mimari yapılar, heykeller, resimler, köprüler, merdivenler, değişik damlar ve damlardaki küçük heykellere kadar tüm tasarımlar, büyük bir hayal ve zeka parıltılarının göstergeleri. Üç merdivenden en gösterişlisini kullanarak Taihe Salonu’na doğru tırmanıyoruz.

-BÜYÜLEYİCİ GÖRÜNTÜ-
Yasak Şehir’de on bine yakın oda var. Binalar ve odalar ahşaptan yapılmış. Şehirin, büyüleyen görüntüsünden etkilenmemek mümkün değil. Geniş alanlar, büyük salonlar ve odalar. Değişik mimari, en çok etkileyen unsur. Ancak bu sarayı gezmek için ayırdığımız birkaç saatin yeterli olmayacağı, hatta günlerin gerektiğini düşünüyoruz. İnşasının tamamlandığından itibaren 600 sene geçen ve yüzlerce imparatorun hayatını sürdürdüğü bu şehirde kimbilir neler yaşandı? Kendisi tarih olmuş bir yer. Artık bir saraydan ziyade bir anıt ve tarih.
Sonunda Tanrının Kudreti Kapısı’na ulaşıyoruz. 720.000 m2 alan üzerine kurulmuş bu muhteşem tarihi yapıyı bu kapıdan terk edecek ve bundan sonraki gezi durağımız olan Çin Seddi’ne gideceğiz. Kapıdan çıkıyor ve bu muhteşem tesisi tarihte yaşadıkları ile baş başa bırakıp son bir defa daha bakıyor ve araçlarımıza binip bizim anılarımıza katıyoruz.
ÇİN SEDDİ
İşte Çin Seddi. Muhteşem ve ifadelere sığamayacak kadar görkemli. Neden dünyanın harikası olarak kabul edildiğini görünce anlıyoruz.


Gerçekte biz onun çok küçük bölümünü görebiliyoruz. Bu bile insana görkemi konusunda bir fikir veriyor. İnsanoğlunun neler yapabileceğinin tartışmasız en büyük göstergesi. Tarihe mal olmuş bir anıt.

SANKİ BİR EJDERHA
2700 yıllık Çin Seddi, dünyanın en büyük savunma projesi. Dağları kıvrılarak, eğilip bükülerek aşmaya çalışan bir ejderha gibi. 10 metreye kadar varan yüksekliği ve iki aracın geçebileceği kadar genişliği ile binlerce kilometre uzuyor.


Gözetleme kuleleri ve çok miktarda askerlerin yaşadığı kışla binalarının güzelliği ile dağların tepelerine, en yüksek noktaya kadar çıkan sonra da aşağıya doğru süzülerek en alçak seviyeye kadar inen bu surların tamamını gezmek, söz konusu değil. Bazı yerleri araziye göre düzleşirken, bazı yerleri de merdiven şeklini alıyor.
CENNET TAPINAĞI
Pekin’deki ikinci günümüzün ilk durağı olan, rahipler için inşa edilmiş Cennet Tapınağı’na geliyoruz. Tapınak, mimari yapısı ve çevre bahçeleri ile gerçekten görülmeye değer yerlerden birisi. Cennet Tapınağı’na üç kapıdan giriliyor.


Ortadaki kapı, diğer iki kapıya göre daha büyük. İmparator burayı ziyaret ettiğinde büyük kapıdan giriyor. Tapınağın ana binası, görülmeye değer bir Çin mimari tarzında inşa edilmiş.

Çinlilerin sanatkarlığını ve ince zekasını burada bir kere daha görmek fırsatını yakalıyoruz. Hayranlık duymamak elde değil. Bu binanın tamamı ahşaptan yapılmış ve çivi dahil hiç madeni malzeme kullanılmamış. Çevrede rahiplerin rahat içerisinde yaşamalarını sağlayacak birçok kolaylık tesisi var.

İmparator buraya kış günlerinde gelerek gelecek mahsul sezonunda, mahsulün bereketli olması için Tanrı ile halk arasında aracı olurmuş. İmparatorun iyi mahsul duasından sonra seremoni, sunaklarda hayvanların kurban edilmesi ile son buluyormuş.

YAZLIK SARAY
Sonraki durak, imparatorun yazlık sarayı. Pekin'in kuzeybatısında ve kent merkezine 20 km uzaklıkta bulunan Yazlık Saray, yapımına 1750'de başlanarak 2900 dönümlük bir alan üzerine kurulmuş.


Kompleks, mükemmel mimari yapısının yanında, yapay olarak gerçekleştirilen büyük bir gölün çevresindeki çeşitli yapılardan oluşuyor. Göl çukurundan çıkarılan topraklar ile park içerisinde büyük bir tepe oluşturulmuş. Bu yapay tepe de, dümdüz bir alana kurulmuş Pekin'in en yüksek tepesi olmuş. Tepenin üzerine zarif bir "pagoda" (budist tapınağı) yapılmış. Gölün ortasında minik bir adacık var.


Saraydan adacığa, rüya gibi, son derece zarif bir mermer köprü ve merdivenlerle geçiliyor. Rüyalarda yaşamak güzel. Ayrıca mermerden yapılmış bir tekne de gördük. Gölün üzerinde idi. Ancak yüzüyor mu bilmiyoruz. Üzeri kapalı, etrafı trabzanlı imparatorun yürüdüğü yol çok güzel.


PANDAYI GÖRMEDEN OLUR MU?
Dünyada yalnızca Çinde yaşayan sevimli hayvan pandayı görmeden olmaz. Pandalar, Çin’de Sichuan Eyaleti’nde yaşıyorlar. Bizim programımızda orası yok. Biz de hayvanat bahçesine gider orada görürüz diye düşünüyoruz ve yalnızca pandayı görmek üzere oraya gidiyoruz. Sonunda pandayı da görüyoruz.


Sevimli bir hayvan. Çok yavaş hareket ediyor. Yerlere yatarak, oturarak ve kalkarak birçok yavaş hareket yapıyor. Çocuklardan çok hayranı var. Çocuklar onu seyretmekten büyük keyif alıyorlar. O da umursamaz gibi görünüyor, ama çocukları memnun edecek birçok hareket yapıyor. Laf aramızda biz de çok memnun olduk.


-AYAK MASAJI-
Ancak Çin’de en eğlenceli olarak yaşadığımız bir bölüm var ki onu anlatmadan geçemeyeceğim. Ayak masajı. Pekin'de gittiğimiz Çin tıbbı ile ilgili enstitüde aynı zamanda ayak masajı da yapıyorlar. Biz, başta "sırayla insanlara masaj uygulayacaklar" diye düşündük ama, bizi oldukça büyük bir odaya alarak ve herkese de bir masajcı vererek aynı anda masaj yapmaya başladılar. Masaj yapılırken, ayağın bazı bölümlerine dokunulduğunda insanlardan acıdan kaynaklanan haykırışlar başladı. Bu herkese göre değişiyordu. Bunun da sebebinin, ayakların neresi acırsa onun karşılığı olan vücuttaki organda rahatsızlık anlamına geldiğini öğreniyoruz.

Komik olan birileri bağırken, diğerlerinin gülmesi, ama bir anda onlarında bağırmaya başlaması. Gülerken aynı anda bağırmaya başlamaları nedeni ile yüzlerinde oluşan görüntü çok komik bir manzara. Bağırmayan ve gülmeyen yoktu. Çok eğlendiğimizi söyleyebilirim.

Çin gezimizi bitiriyoruz. Çin son derece büyük ve bir defa gitmek ile bitirilmeyecek kadar zengin değerlere sahip. Ben de bu yazımda sizlere Çin’de gördüklerimi özetleyerek anlatmaya çalıştım. Gördüklerimi sizlere detayları ile anlatmaya kalktığımda bu seri yazının uzayacağına hiç kuşku yok. Ama amaç sizlere bir fikir vermek.

Güzel olan Çin’e gitmek ve gezip görmek. Sonuç olarak daha fazlasını istiyorsanız Çin’e gidin ve Çin’i Çin’de yaşayın.

Zai Jian. Hoşçakalın. Saygılarımla.

YAZI VE FOTOĞRAFLAR: OLAY SALCAN

1 yorum:

  1. Kaleminize,yüreğinize sağlık. Yine yeniden Çin'i yaşamak çok güzeldi.

    YanıtlaSil