15 Kasım 2013 Cuma

BÜYÜLÜ SESLER " SPENTE LE STELLLE " ve PREZIOSA'nın YANSIYAN IŞIKLARI

Geçen yıl Ege- Adriyatik turuna  gene çok büyük bir gemiyle  gitmiştim. Bu yıl  farklı bir heyecan vardı bende. MSC'nin en büyük ve  en yeni  gemisi Preziosa ile  14-21 Temmuz 2013'te  Batı Akdeniz'e açılacaktım.  Bize Preziosa 'yı tercih etmemizi öneren gene Tempo Tur'dan Gülden  Kaya  Hanım oldu. Öneri çok güzeldi. Rota ile geminin  ihtişamını  da  düşününce   karar vermek  hiç de zor olmadı.
Bu tür seyahat deneyimim olduğu için  her gemide geçerli olacak kurallar aşağı yukarı  bir birine benzer olacaktı. MSC'nin Türk rehberi  Murat Yılmaz Bey , seyahat öncesi telefonla tek tek tüm Türk yolcuları   arayıp  hem  gemi  hem de geçerli  kuralardan söz etti. Rehberimiz  ve grupla İstanbul Atatürk Hava Limanında buluşmak üzere Ankara Esenboğa'dan  14 Temmuz 2013 sabahı erken bir saatte  yola  çıktık İstanbul'daki  işlemler sonrası  da rahat bir yolculukla  ver elini Cenova.
Çok geçmeden hava Alanındaki  pasaport kontrolü   sonrası bizi bekleyen otobüsümüzle limana doğru yola çıktık. Varış noktamıza  yaklaşırken  liman binasının hemen  arkasındaki muhteşem görüntü çok etkileyiciydi. İşte, PREZİOSA   bizi dostça kucaklamaya hazırdı.




Limanda ki  rutin  pasaport kontrol ve " check-in " işlemlerinin  yapıldığı  salonda çok  renkli bir  karnaval  havası  vardı.  En başta ki masada içecek ikramı yapılırken Sağlı-sollu kurulan masalarda  çok sayıda tanıtım broşürleri ,resimler duruyordu.    MSC görevlileri  yolcuları  sıcak  bir misafirperverlikle   karşılayıp Preziosa'daki  aktiviteleri   anlatıyor  ve geminin tanıtımını yapıyorlardı.Gemiye adım atmadan  önceki en son noktada  ise tek dekoru  bir gemi çarkı  olan  mini fotoğraf stüdyosunda  gelen her yolcunun fotoğrafı çekiliyordu.Hani   askerlik yapanların çeşitli  fonlarda  çekilmiş . "Askerlik   Hatırası"  "   fotoğrafları  vardır ya   aynen onlar gibi , bu ilk çekilen resimler de  " Cruise Hatırası"  oluyordu  Daha sonra bu fotoğraflar gemideki fotoğraf galerisinde sergileniyor ve satın alınabiliyordu.Geminin  giriş kapısındaki  X-Ray ve diğer kontrolün tamamlanmasıyla artık 4000  yolcu  kapasiteli Preziosa'ya  adım atmış oluyorduk. Bir ışık seli içindeki  lobiden geçerek  aynalı kapıları olan  bir panaromik asansörle kabinimizin olduğu  8 .güverteye çıktık. Nereye göz atsam  bir film sahnesi kadar  etkileyici  ve  büyülü bir atmosfer vardı. Valizlerimizi  limanda  tanımlayıp MSC görevlilerine teslim etmiştik. Bir süre sonra  onları da kabinimize getirdiler.  Kabinimiz'in  penceresinden  Cenova 'nın silueti ilginç bir görüntü veriyordu.




Geminin demir almasına  epeyce bir süre  vardı.Kabinimize biz gelmeden önce bırakılmış  olan bilgi formlarına ve gemi planına  göz attıktan sonra  yapılacak en iyi iş gemi planını elimize alıp gemiyi tanıma turuna çıkmaktı. Limana  veda saatinde de  14. Güverteye çıkıp cam önündeki masalardan birinde oturarak müthiş  bir manzara izledik.

İki oturumlu akşam yemekleri  görsel bir şölen gibiydi.  Bu  uygulama,  Yolcu kapasitesi çok faza olan bir gemide   yemek saatleri ile  tiyatro salonundaki gösterileri, konserleri  misafirlere  iki ayrı  grup olarak izletme imkanı sağlıyordu.  Ayrıca,barlarda  her izleyicinin  seveceği, farklı  müzik  dinleyeceği ve dans edebileceği  canlı müzik performansları  mevcuttu. Bir bakıyorsunuz  ki bir barda  kendilerini  nostaljik bir şarkıya,  "Roberta" ya kaptırmış dans ediyorlar. Bir başka yerde   ise tangolar çınlıyor  kulağınızda.




Görkemli bir giriş noktasında olan Preziosa Bar'da   çok yüksek bir tavandan ışık şelalesi gibi aşağıya doğru uzanan bir avize. hemen onun altındaki  platformda piyanoya eşlik eden yaylı sazlar her akşam  ünlü klasik müzik örnekleri sunuyorlar.  Bir Soprano da  büyülü sesiyle her dakika  çevresinde  dinleyicilerin sayısını arttırıyor Ne zaman bu etkileyici performansı  video'ya almak istesem de  başaramıyorum. Çünkü, oradakiler da aynı  şeyi yapmak istiyor.Çok hareketli bir ortam .Lobide yer bulamayanlar bir üst katta çıkıp  balkonlardan  dinliyorlar.


 6 ve 7. Katlarda yer alan " Platinum   Theatre" salonunda   ise  her akşam  genellikle Müzikallerden operalara kadar uzanan bir müzik yelpazesi sunumu   yer alıyor .Bunlar arasında  çok muhteşem bir  klasik müzik sunumu  vardı ki söz etmeden geçemeyeceğim  .
Bu konsere  o akşam biraz gecikme ile gittim. Program henüz  başlamıştı  ve tiyatro salonuna uzanan   ışıklı  koridor  boyunca etkileyici  bir müzik dalga dalga yayılıyordu .Ve bu Emma Shapplin 'den dinlemeye alıştığım "Spente  Le Stelle" idi.  Salona girip ilk bulduğum yere  oturup kendimi  müziğe, bu büyülü sese kaptırıp gittim.Sonra, başımı kaldırıp yüksek tavana  baktım. Bu ses  sanki tavana değil de sıcak bir Akdeniz akşamında gökyüzüne, yıldızlara kadar  uzanıyordu. Ayrıca  bir koro da Sopranoya bu eserde eşlik ediyordu. Bir düet sonrası  ünlü bir  Celine Dion Şarkısıyla geldi soprano  sahneye" My Heart Will Go On "  diye dokunuyordu yüreklere. Repertuarda özel olarak seçilmiş  eserler yer alıyordu.Daha sonra  da Tenorun  söylediği " Dicitencello Vuie"adlı aryayı   dinlerken nefesim tutuldu adeta. Bir an gözlerimi kapadım  ve  kendimi  Tenor Carreras 'ın  bir konserinde  gibi hissettim. Gerçekten çok müthiş bir yorumdu bu.



Geminin her köşesinde gece- gündüz spordan  dans derslerine  kadar her tür aktivite  ve Aqua Park ,Spa - masaj  seansları çeşitli ilgi alanları olanlara hitap ediyor.

En önemli  olan da geminin   gittiği limanlarda,çok seçenekli  gezi programları sunulmasıydı.Genellikle 4,5- 5 saatlik turlar çok iyi organize edilmiş. MSC nin Türk Rehberi  Murat  Yılmaz Bey de  yanımızda olmak üzere,Türk yolcular ayrı  bir grup halinde , ayrı otobüsle yola çıkıyor. ayrıca bir de yerel rehber gruba eşlik ediyordu.MSC 'nin rehberi Murat Bey, böylesine büyük  bir gemide bizlerle her zaman çok iyi  bir iletişim ağı kurdu.  İletmesi gereken ek bilgiler veya  hatırlatmalar olduğunda özellikle  yemek saatlerinde Türk yolcuları  bularak  güncellemeleri iletti.
Batı Akdeniz turunda sırasıyla Napoli, Messina, La Goulette( Tunus ) , Barcelona  ve  Marsilya'ya uğradıktan sonra  tekrar Cenova'ya dönerek turu  tamamlıyoruz  .La Goulette ( Tunus)  ile Barcelona arasında  iki gece ve tam bir gün  uzun uzun denizde seyir var. Müthiş  iki  ton mavilik bir birine karışıyor;  Gök ve  Deniz  öylesine güzel ki  ...Geceleri de gri-- mavi bir gökyüzü  ışıldayan yıldızlarıyla kucaklıyor sizi.  Kutup yıldızını  görüyorum , Büyük Ayı, Küçük Ayı  takım  yıldızları hep orada  duruyor.  Aynen çocukluğumuzda   gördüğümüz yerde. Gözlerim onlara takılıp kalıyor. İyi ki diyorum  Preziosa ile açılmışız  Batı Akdeniz'e.

 YAZI VE FOTOĞRAFLAR: PINAR YAMAÇ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder