12 Aralık 2017 Salı

İNCE GELİŞ TUZ YOLU’NUN EN GÖZDE KESİMİ: DEVREZ VADİSİ

Türkiye’nin en büyük akarsuyu olan Kızılırmak’ın üç ana kolundan biri olan Devrez Çayı aynı zamanda 211 km uzunluğuyla da, Delice Çayı’ndan sonra ikinci büyük kaynağını oluşturur, Kızılırmak’ın... 


Kızılırmak’a Gökırmak’la birlikte batıdan karışan iki akarsudan biri olan Devrez, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesi sınırlarında, Köroğlu Dağlarının kuzeye bakan yamaçlarından doğar. Daha sonra Çankırı’nın Orta, Kurşunlu ve Ilgaz ilçeleri ile Kastamonu’nun Tosya ilçesini geçerek Çorum’un Kargı ilçesi sınırlarında Kızılırmak’la buluşur. İlkbaharda artan yazın azalan sularıyla değişken bir akış rejimine sahip olan Devrez, Orta’da yapılmış olan sulama işlevli Güldürcek Barajı’ndan sonra Kurşunlu’da yapım aşamasında bulunan enerji ve sulama işlevli Kızlaryolu Barajı’nın tehdidi altındadır.

Gerçek Bir Doğa Harikası

Adının kökeni hakkında bir bilgi bulunmayan ve -kimi kaynaklarda- Hititler zamanında Dahara olarak söylendiği yazan Devrez’in yatağı vadi olarak anılsa da daha çok kanyona benzetmek mümkün. Yer yer genişleyen, yer yer de geçit vermeyecek kadar dar boğazlara dönüşen bu kanyonun dik kenarlarında pek çok, peri bacası ve doğal veya yapay mağara ile kaya mezarları ve kaya yerleşimleri bulunuyor. Ayrıca Vadi boyunca aralarında tarihi köprü ayaklarından eski su değirmeni duvarlarına kadar birçok mimari kalıntı görülebiliyor.

Öte yandan gerçek bir yaban hayatının devam ettiği Devrez’de örneğin bir yaban domuzu görmek sürpriz sayılmaz. Son tahlilde gerçek bir doğa harikası olarak tanımlayabileceğimiz Devrez Vadisi’nin fauna ve florası, özellikle ilkbahar ve sonbahar günlerinde doğaseverlerin ve fotoğrafçıların kayıtsız kalamayacakları güzel görüntüler sunar.İnce Geliş Tuz Yolu
Devrez Vadisi, İnce Geliş Tuz Yolu’nun da önemli bir bölümünü de teşkil etmektedir. Vadinin bu rota kapsamı içinde kalan kesimini yürümeye başlamadan önce kısaca İnce Geliş Tuz Yolu’nu tanıyalım.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek daha çok ilgi gören doğa veya kültür temalı yürüyüş rotalarının en yenisi olarak tasarlanan ve etüt çalışmaları devam eden İnce Geliş Tuz Yolu, adını tarihten alıyor. Çankırı’nın 20 km kadar doğusundaki, beş bin yıllık Tuz Madeni’nden çıkarılan tuzun, geçmişte kervanlarla Karadeniz kıyısına kadar taşındığı yolun Köroğlu dağlarını aşan kesimi, yörede eskiden beri “İnce Geliş” olarak adlandırılıyor. 
Söz konusu kervan yolunun -ilk etapta- Çankırı-Kurşunlu arasında kalan bölümü İnce Geliş Tuz Yolu adıyla bir kültür rotası olarak düzenlenmekte olup bu bağlamda Çankırı Tuz Madeni – Çankırı – Ildızım - Hocahasan/Hanönü – Kapaklı – Köpürlü - Mamu Köprüsü - Sumucak Köprüsü - Kurşunlu hattını takip eden ve ara bağlantılarıyla birlikte takriben 110 kilometrelik yolun uluslararası standartlarda işaretlenerek yürüyüşçülerin kullanımına açılması, devamında ise önce Karabük sınırına ve daha sonra da Bartın üzerinden Karadeniz kıyısındaki Amasra’ya kadar uzatılması öngörülüyor. Öte yandan İnce Geliş Tuz Yolu’nun; Kastamonu bölümü işaretlenen ve Çankırı-Kastamonu sınırından Ankara’ya kadar uzatılması planlanan İstiklal Yolu ile Ankara, Eskişehir, Afyon ve Kütahya illerini kapsayacak şekilde oluşturulan Frig Yolu ile de entegre edilmesi planlanıyor.
Devrez Vadisi’nin İnce Geliş Tuz Yolu kapsamı içinde kalan kesiminde yürüyüş grupları için Ankara’dan günübirlik olarak düzenlenen turlar Köpürlü - Mamu - Sumucak köprüleri arasında gerçekleştirilmekte ise de kamplı hafta sonu yürüyüşlerinde bu rotaya (Hocahasan/Hanönü çıkışlı) Kapaklı - Köprülü arası da eklenebiliyor.
Devrez Vadisi’nde Yürüyüş



Çankırı Tuz Mağarası’ndan başlayarak Çankırı il merkezi, Ildızım köyü, Hocahasan Hanönü mevkii ve Boncuklu Yaylası yoluyla geldiğimiz Kapaklı köyünden sonra Devrez’le buluşuyoruz. İnce Geliş Tuz Yolu yürüyüşümüzün bundan sonraki iki gününü Devrez boyunca sürdürdükten sonra Sumucak’ta, Devrez’den ayrılarak yürüyüşümüzü Kurşunlu’da tamamlayacağız.
Devrez’in ilkbaharda ayrı, sonbaharda ayrı güzellikle sunan doğasında başlıyoruz yürüyüşümüze. Dev bir aslan kafasını andıran kayaları gördüğümüzde Yedikapılı olarak anılan kanyonun girişine geldiğimizi anlıyoruz. Burası başlı başına bir yürüyüş rotası olduğu için bugünlük bir selamla yetiniyoruz. Devrez’e bağlanan Yedikapılı Deresi boyunca devam eden kanyonda, Bizans dönemine tarihlenen 20 kadar kaya yerleşimi ve/veya mezarı bulunuyor. (Esasen kaya yerleşimi açısından oldukça zengin olan yörede en çok kaya yerleşimi, Devrez’in gerimizde kalan kesiminde, Orta ilçesinin Sakaeli köyünde yer alıyor.)
Kapaklı’dan çıktıktan yaklaşık 4-5 saat sonra ulaştığımız Köpürlü köyüne (Köprülü adı zamanla Köpürlü olmuş) adını veren köprü kaybolmuş, mevcut karayolu köprüsü ise Kızlaryolu Barajı suyu altında kalacağı için olsa gerek oldukça mahzun görünüyor gözümüze. Devrez’in köprüleri biraz kadersiz sanki. Akşama doğru ulaşacağımız ve yakın zamandaki bir sele direnemediğini öğrendiğimiz tarihi Mamu Köprüsü’nün ayakları da hüzün veriyor, biz yürüyüşçülere...
Olağanüstü güzel doğa manzaraları arasındaki yürüyüşümüz boyunca gördüklerimiz; (mevsimine göre) akyıldız, altınyıldız, ballıbaba, çiğdem çeşitleri, Ankara karanfili vb kır çiçekleri; karamuk, böğürtlen, alıç, ahlat, kuşburnu, kızılcık, elma gibi meyveler; ökseotu, hindiba, üçdiken, su mercimeği, gibi bitkiler ile yaban domuzu, tavşan, tilki, kurt ve hatta vaşak gibi hayvanlar ve de angut, keklik, atmaca, balıkçıl, gibi yerli ve göçmen kuşlar olarak özetlenebilir.
Vadinin iyice daraldığı, artık Devrez’in geçit vermediği yerlerden ilkiyle Köpürlü’den önce karşılaşmış ve suyu yürüyerek geçerek yürüyüşümüze karşı kıyıda devam etmiştik. Benzer bir yerle bir kez daha karşılaşıyoruz. Bu defa iki seçeneğimiz var. Ya daha önce olduğu gibi botları çıkarıp suyu yürüyerek geçeceğiz ya da kanyonun üst tarafına tırmanarak devam edeceğiz. İkinciyi seçiyoruz, böylece Devrez’i yukarıdan da görüp fotoğrafladıktan sonra aynı zamanda kamp yapacağımız, Mamu’daki tarihi köprü kalıntısına geliyoruz. Burada, KUZKA (Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı) Belediye tarafında inşa edilen bir mesire alanı bulunuyor. (Köpürlü - Mamu arası 3-4 saat sürüyor.)
Yürüyüşümüzün bundan sonraki kesiminde zorluk derecesi biraz artıyor. Yer yer hafif/orta zorluk derecesi gösteren ve yine 3-4 saat kadar süren Mamu – Sumucak arasında Çukurca köyünü geçerek bu yürüyüşteki son, daha doğrusu sondan bir önceki durağımız olan tarihi Sumucak demiryolu köprüsüne geliyoruz. Bir Cumhuriyet eseri olan köprü Zonguldak Kara Elmas demiryolu hattının inşası esnasında yapılmış. 1935’de hizmete açılan görkemli taş köprünün biraz küçüğü de Devrez’in yan tarafındaki vadide, Devrez’le Sumucak İstasyonu arasında bulunuyor.
Kaplıcada (!) final İnce Geliş Tuz Yolu’nun bir ayrıcalığı... Hocahasan Hanönü mevkiinden Çavundur kaplıcalarına kadar tamamı 30 km kadar olup molalar hariç 6-8 saat süren Devrez Vadisi yürüyüşünün sonunda; bir iki saat yorgunluk atabileceğiniz veya konaklayabileceğiniz şifalı termal tesisler Kurşunlu’ya 10 km uzaklıktaki Çavundur Mahallesi’nde bulunuyor. Tesislerde, kaynağında 58 derece olan doğal termal su, özel bir teknikle (önce ısıtmada kullanılıyor) hiç soğuk su karıştırmadan 41 dereceye kadar soğutularak havuzlara veriliyor.
Nasıl Gidilir? Ne Yenir? Ne Alınır?
Devrez Vadisi’ne ulaşım zor değil. Ankara’ya 170 km uzaklıktaki Kurşunlu’ya Kızılcahamam, Işık Dağı yoluyla özel araçla gelinebileceği gibi AŞTİ’den her gün karşılıklı olarak iki kez düzenlenen otobüs seferlerinden yararlanılabilir. Kurşunlu’nun İstanbul’a uzaklığı 420 km olup Gerede üzerinden özel araçla veya Karadeniz otobüsleriyle ulaşılabilir. Devrez Vadisi’nin İnce Geliş Tuz Yolu kapsamındaki etabı için, bir taksiyle gidilerek ilçe merkezine 12 km uzaklıktaki Kapaklı’dan başlanabileceği gibi, yine taksiyle gidilerek 6 km uzaklıktaki Sumucak köprüsünden de başlanarak da yürünebilir. İstanbul’dan gelişte Kurşunlu’yu geçtikten 6 km sonra veya Karadeniz tarafından gelişte Kurşunlu’ya varmadan, Amcaoğlu akaryakıt istasyonunda inilerek doğrudan, Sumucak tarafından yürüyüşe başlanabilir. 
Yemek için Kurşunlu’nun merkezindeki veya İstanbul’u Karadeniz’e bağlayan E80 Yolu üzerindeki tesislerden yararlanılabilir. Alışveriş ederken Çankırı’nın meşhur kaya tuzunun yanı sıra Kurşunlu’nun yöresel nokulu (bir çeşit ekmek/çörek) ve ödüllü çiçek balı da unutulmamalı.
Bir İnce Geliş Tuz Yolu Ritüeli
İnce Geliş Tuz Yolu’nu diğer kültür rotalarından ayıran en önemli özellik, tarihte de kullanılmış bir rota olması. Yüzyıllar boyunca bu yolda tuz taşıyan kervancıları anmadan, en azından bir selam göndermeden geçmeyelim diyenlere, deneyimli bir gezginden anlamlı bir öneriyle bitirelim yazımızı. Şöyle diyor Gülden Kaya; “İnce Geliş Tuz Yolu gibi bir kervan yolunda yürümenin sembolik de olsa bir ritüeli olsun, o ruhu hissedeyim derseniz, sırt çantanıza ya da bir cebinize bir kese kaya tuzu koyun. Öğle yemeği molasında, taşıdığınız bu tuzu ekin kumanyanızdaki domatesin üstüne mesela...” Başka önerileri de var Kaya’nın: “Sonbaharda yürürseniz aç gidin! Zira rota açık büfe gibi yok yok... / Mutlaka tozluk takın ki dikenler, otlar, sarmaşıklar size takılmasın! / Uzun kollu bir üst giyin. Meyve toplarken ağaç dalları ve çalılar kollarınıza imzalarını atmasınlar. ‘Yok imza alırım ben’ diyorsanız tercih sizin!  / Baton da çok işe yarıyor tavsiye ederim. Sadece dizleri korumakla kalmıyor en üst dallardaki elmaları, cevizleri kolayca indiriyor...”
Sonsöz: Sofranızda tuzunuz, İnce Geliş Tuz Yolu’nda ayak iziniz eksik kalmasın...
Yazı: Timur Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder