20 Mayıs 2020 Çarşamba

Göller Bölgesi

Hazineleri ve zengin tatlarıyla Anadolu'nun her köşesi ayrıcalıklı elbette, ama turkuaz-mavi-beyaz-yeşil-eflatun-mor-pembe ve gökkuşağının tüm tonlarıyla, Göller Bölgesinin bizlere sunduğu renk cümbüşü bambaşka!
Sayısız kültürel miras ve benzersiz doğa birbiriyle kucaklaşırken, taptaze havası, koruma altındaki milli parkları ve yöresel lezzetleriyle bölge gönülleri fethediyor!
Antik dönemdeki adıyla Pisidia Bölgesi, dört mevsim gezip görmeye değer! Mayıs-Haziran'da gül hasatı, Haziran sonu ve Temmuz’da lavanta bahçeleri, antik yerleşimleri, müzeleri, lokumcuları, dokumacıları, halıcıları ve tabi ki gölleri...



Eko sistem - habitat, derinlik ve temizlik bakımından küresel ölçekte olup çok ayrıcalıklı özelliklere sahip Salda Gölü, yani beyaz çakılların doyumsuz turkuazla dansettiği Türkiye'nin Maldivleri; yaşam köyü hatta okulu ile doğa severlerin bölgedeki yeni gözdesi Dogal Proje Alani Lisinia, Citta Slow-Sakin Şehirler ağındaki Eğirdir ilçesi, Can Ada, Yeşil Ada ve deniz havası veren Eğirdir Gölü ile Burdur Gölü’nün mavisi, Kızıldağ ve Kovada Milli parklarının yeşili, hepsi bir arada eşsiz ve unutulmaz manzaralar sunuyor bizlere...


Muhteşem müzesini görmeden edemeyeceğimiz sevimli kentimiz Burdur ile, mis gibi lavanta-gül kokan bir kent, bir ilçe düşünün: Isparta ve Keçiborlu... Ardıçlı ve Kuyucak köylerinde, bizleri sımsıcak yürekleriyle ağırlamayı bekleyen Anadolu insanı...




Lavanta-gül üretimiyle birlikte, hasat dönemlerinde yaşanan festival coşkusu çekim alanları oluştururken, bölgenin ticari-ekonomik hayatı da canlanmış oluyor. Yerel üretimle, sağlıklı kozmetik ve lavanta-gül ürünlerinin satışı, alışveriş imkanı sunuyor.








Yaz-kış mükemmel iklim koşullarına sahip Göller Bölgemiz, bir Unesco Mirasi ile taçlanmayı bekliyor: Geçici listede yer alan Burdur-Ağlasun'daki Helenistik Döneme dayanan muhteşem Roma kenti Sagalassos! Eserleri Burdur müzesinde sergilenen ve antik dönemin en yüksek tiyatrosuna sahip kent, 1600-1700 metre yüksekliğe kurulmuş. Roma İmparatorluk döneminin en zengin ticaret merkezlerinden birisi olmakla birilikte, piskoposluk merkezi olarak da önem kazanmış, çömlekçilikle de öne çıkmış. Sagalassos, göz dolduran anıtsal çeşmesi ile günümüzde halen nefes kesmeye devam ediyor!

Yazı ve fotoğraflar: Yeşim Arıcı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder