26 Şubat 2018 Pazartesi

İTALYAN KARAKTERLİ FRANSIZ ŞEHRİ: NİCE

Fransa’nın belki de en çok bilinen turistik beldesi olan Nice aslında tarih boyunca çok kez el değiştirmiş ve olağanüstü tabiat güzelliklerine sahip bir bölge olan Cote d’Azur’ de bulunuyor. 
1 milyon nüfusa ve Fransa’nın 3.büyük havalimanına sahip olan Nice, yazları 38 derece’yi aşmayan, kışınsa 0 derecenin altına düşmeyen iklimiyle 18. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupalı ve özelliklede İngiliz soylu asilzadelerinin tatil mekanı olmuş bir şehirdir.
Kuruluşu, M.Ö. 350 yıllarına dayanan ve bir Yunan kolonisi olarak kurulan şehre Yunanlılar, zafer tanrıçası olan Nike’ya atfen, “Nikaia” adını veriyorlar. Ki bu isim zamanla Fransızların söylemiyle Nis (Nice) şekline dönüşüyor. Aslında, Nice şehrinin bulunduğu bölge insanlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olan ateşin en erken kullanıldığı bölge olarak da biliniyor. 
Şehrin tarihine kısaca değinecek olursak; Ligür Denizi’nin bir başka önemli kıyı şehri/devleti olan Genova ile olan münasebeti ve önemli bir liman kenti olması Nice’in tarih boyunca savaşlar ve istilalarla geçen olaylara sahne olmasına neden oluyor. Bir yandan, 7. ve 8. Yüzyıllarda yaşanan Arap istilaları, beri yandan Orta çağlarda Kutsal Roma İmparartorluğu ve Fransa Krallığının emelleri, sonrasında Savoya Hanedanının burayı ele geçirmesi, akabinde Napolyon’un burayı tekrar Fransız topraklarına katması şehrin tarihini ilginç kılıyor. Yani şehir İtalyan karakteri içinde Fransız kültürüyle yoğruluyor.  Hatta, öyle ki İtalyan Birliğinin kurucusu olan Garibaldi,  Nice’de dünyaya geliyor. Ama, tabii kendisi tam bir safkan İtalyan. Ancak, 19.yüzyılın sonunda  İtalyan Birliğinin kurulması ve Nice’in Fransızlara kaptırılması sonucunda, şehirde yaşayan İtalyanlar burayı terk ederek Ventimiglia ve Bordighera/Sanremo gibi İtalyan şehirlerine göç ediyorlar. Ama, tabii İtalyanların o kendine has kültürlerinden de buraya çok şey bırakıyorlar.
Nice’in yakın tarihteki bir başka önemi ise Avrupa Birliği’nin kurumsallaşması kararı olarak bilinen “Nice Anlaşması”  2001’de burada imza ediliyor.
Şehrin, tüm kartpostallarda ve broşürlerde simgesi haline gelmiş manzarası hiç kuşkusuz, Promenade des Anglais  olarak bilinen, İngiliz zenginlerin 1820’de yaptırttığı ve tüm sahil boyunca uzanan 8 km’lik İngiliz Yürüyüş Yolu. Bu yol üzerinde bulunan bir otel de yine şehrin simgesi durumunda. Hotel Negresco: Romanya asıllı bir yatırımcı olan Henri Negresco bu oteli 1912’de hizmete açıyor. 1.Dünya Savaşı sonrasında iflas edince otel bir ara hastane olarak kullanılıyor. 1957’de Augier ailesine satılan otel harika bir dekorasyon ve renovasyon sonrası lüx bir otel olarak tekrar hizmete giriyor ve günümüzde de halen şehrin en pahalı oteli olarak hizmet veriyor.
Şehri modern ve eski olarak belki de ikiye ayıran meydan Massena Meydanı. Yazın yapılan su fıskiyelerindeki suyun dansı gerçekten çok eğlenceli.  Her yaştan gençler ve çocuklar burada suların altında ıslanıyorlar.
Şehrin eski bölümü demişken, 19. Yüzyılda yaptırılmış olan Nice Opera binası (Opera de Nice) günümüzde halen kullanılmakta. Operanın bulunduğu bölgede kurulan yöresel pazardaki yiyecekleri tatmadan dönmemek gerekir Nice’den.  Bir mekan öner diyenlere ise tavsiyem, rezervasyon kabul etmeyen ve sadece 25 kişilik bir oturma kapasitesine sahip küçücük bir restaurant olan La Merenda.
Yazı: Nezih Yılmaz


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder